Sayfalar

26 Şubat 2009 Perşembe

Mini bir hikaye..




Gunesin ufka degdigi yer oraya git ama yine gel…Doneceksin diye soz ver…

Biliyorum gitmek zorundasin. Defalarca konustuk bu zorunlu gidisi ama hala kabullenemiyorum, sensiz gececek gunleri dusunemiyorum bile. Olmaz,olamaz, olmamali.. Senden oncesini hatirlamiyorum ki ben, o gunlerde nasil yasiyorsam oyle yasayayim. Hicbir kelime hicbir vaat yetmiyor bana simdi sen yine de soz ver doneceksin bir gun diye. Bunun imkansizligini bilsem de inanirim belki sana, beklerim sonsuzlukla beraber. Git artik diyemiyorum, biliyorum seninle fazladan alinacak bir nefesin bile cok degerli oldugunu cunku gidecegin yerin donus yollari hep kapali. Tek yonlu bir gidis var ve ben seni gondermek zorundayim, elimden hicbir sey gelmiyor. Her seferinde senin soz vermeni, donecegim demeni bekliyorum sadece ve sen de her seferinde o sicacik opusunle ’soz prenses soz donecegim’ diyorsun ve ardindan hep o bilindik sahne, sen benim gozyaslarimi silerken ben de artik boguldugum o mavilerine bakmaya korkarak titreyen parmaklarimla senin gozyaslarini siliyorum. Sonra da hala benimle oldugunu hissedebilmek icin basimi gogsune yaslayip kollarinin arasinda kaybolmayi bekliyorum. Sen benden sakladigin gozyaslarini akitmaya devam ederken ben her zamanki gibi bunu hissedip hickiriklara boguluyorum senin beni daha sıkı sarmani bekleyerek.Bekledigimi aldikca daha da sokuluyorum sıkı sıkı tutunuyorum sana gitmeni engellemek icin oysa buna engel olamayacagimi artik bilmem gerekiyor degil mi? Sen hep bana anlatiyorsun ama ben duymak istemiyorum artik. Buna alistirmaya calisma beni olmayacak alisamam kabul etmiyorum. Senin ‘gunaydin’ diyen sesini duymadan hic bir gun yasanmaya deger olmuyor cunku. Hatirliyor musun yine benim kiskanclik krizlerimden birinde dayanamayip ‘artik abartiyorsun yeter’ demistin ilk defa sesini yukselterek, hakliydin ama hem suclu hem guclu olan ben cekip gitmistim ve sen de ertesi gun bana ‘gunaydin’ dememistin. Iste o gun anladim senin sesinden duymadan hic bir gun aydin olmuyor bana. Ve simdi bana ‘gidecegim’ diyorsun hem de donusu olmayan bir yere yanina beni almadan. Oysa ben seninle gelmeye hazirim ama bunu sana her soyledigimde ‘olmaz prenses simdilik sadece ben gidiyorum’ diyorsun. ‘Ama ben…’ dedigimde susturuyorsun beni hep. Iki gun oncesine kadar hep ‘ama ben..’ diyordum simdi ‘ama biz…’ diyorum artik geride biraktigin yalnizca ben degilim. Bugun hastanedeyken bir ara ortadan kayboldum ya hani iste biz oldugumuzun haberini aldim o zaman. Hep olmaz dedigim ve aldigimiz kotu haberle senin artik telaffuz etmedigin benimse bir an once senin yanina gelebilmek icin tamamen vazgectigim bebegimiz anlasilan bize kulak asmamis.Evet bitanem iste o duymayi bekledigin cumleyi soyluyorum artik sana ’Hamileyim!’..
Bunu duydugunda ilk defa anlayamadim yuzunden ne hissettigini. Belki de benim karmasikligimdi senin yuzune de yansiyan. Ben de bunu duydugumdan beri saskinim. Simdi zamani miydi, tam da seninle gelmeyi kafaya koymusken. Ama simdi tek degilim ki onun adina da karar verebilir miyim? Sen buna izin vermezsin ki... Peki bunun simdi tam da bu zamanda basimiza gelmesi bir isaret olabilir mi, benim hic inanmadigim seninse ’bu kadar mantikli olma rahat birak hayati’ dedigin anlardan biri olabilir mi? Bana ne demistin hatirliyor musun..’ ihtiyacin oldugu her an yaninda olacagim’ bak iste simdi en cok sana ihtiyacim var. Ben anne olamam ki sen olmadan. Soz vermistin geceleri ona sen bakacaktin, benim uyku sersemligiyle ona zarar vermeme engel olacaktin, unuttun mu? Bak artik gidemezsin olmaz, bebegimizi tek basima büyütmeme izin veremezsin. Ben daha ikinizi beraber uyurken izleyecegim, onu daha cok seviyorsun diye kiskanip kapris yapacagim... Bunlari yasama hakkimi elimden alamazsin olmaz hic biryere gitmiyorsun. Beni ve bebegimizi sensiz birakamazsin..