Sayfalar

15 Ocak 2010 Cuma

Sendin hep sen..




Sendin.. Hep sen.. Yine sen.. Hayata gulumseten de, yuzumdeki o gulumsemeyi solduran da. Geldigin gibi gittin hayatimdan. bir o kadar ani ve bir o kadar degistirerek, alt ust ederek tum hayatimi... Benimle derdin neydi ki senin? Geldin, tum hayatim degisti, tum oncelik listem seninle sekillendi. Simdi gittin artik bir oncelik listem bile yok. tum hayatim oldun benimleyken ama simdi yoksun. Ne yaptigimi, nasil yasadigimi hatirlamiyorum senden once.. Sen olmadan nefes almak bile sadece bir ihtiyac,sadece bir zorunluluk. Oysa ben degil miydim artik hayat felsefem hayatimin merkezi yalnizca ben olmak diyen. Peki simdi ne oldu? gittin, geriye ne kaldi.. Yikik dokuk bir ben..

Kar taneleri..




Sabah telefonun o sinirlerimi bozan sesiyle kalktım sıcacık yatağımdan. Oysa en sevdiğim şarkıydı bu melodi bir zamanlar. Sevdiğim bir melodiyi duyarsam uykumun bitişine bu kadar üzülmem diyordum ama sonuç uykumu bitiren bu şarkıyı duyunca artık aynı şeyleri hissetmeyişim oldu. Zamanın aceleciliği ve servise yetişebilme derdiyle alelacele üzerimi değişip bir mini kahvaltı ile evden çıktım. Merdivenleri hızla indim çünkü yine geç kalacaktım, belki de acele etmeye alışmıştım artık ondandı hızlı adımlarım. Apartman kapısını açmamla ise bir an donup kaldım. Yüzüme bir gülümseme, içime anında bir mutluluk geldi. Gökten beyaz minik pamuklar düşüyordu yeryüzüne. Uzun zamandır beklediğim, görmeyi istediğim minik beyaz kar taneleri. Yüzümdeki gülümsemeyle sokağa çıktım aynı anda benimle aynı duyguları yaşayan karşı komşumuz da sokağa çıkmıştı. Benimkine karşılık onun yüzündeki gülümseme eşliğinde ‘Günaydın’ dedik birbirimize diğer günlere nazaran daha sıcak bir şekilde.

Hergün taktığım kulaklıkları bugün takmadım. Etrafa daha dikkatli bakıp tüm sesleri duymak istedim. Hergün üşüyorum diyerek şikayet ettiğim havanın soğuğunu bugün hissetmek istedim bedenimde ve yüzümdeki gülümseme gözlerime de yansımış olacak ki yanından geçtiğim, göz göze geldiğim herkesten de aynı şekilde cevap aldım. Belki ‘bu kız deli galiba sabah sabah kendi kendine gülüyor’ dediler, belki de ilk defa kar gördüğümü sandılar. İstediklerini düşünsünler, benim için önemli olan hissettiğim mutluluk ve onlarında her sabah ki asık suratlarının aksine yüzlerinde gördüğüm gülümseme idi.

Servisi bekleme yerime geldiğimde hala servisi kaçırmamıştım hem de hiç acele etmemiştim. Gayet yavaş adımlarla etrafımın farkında olarak gelmiştim. Demek ki aceleye gerek olmadan anın tadına vararak da yetişebiliyormuşum hayatın akışına. Aynı zamanda hayatın güzelliklerini de kaçırmıyormuşum.

Hem benim yüzüme hem de diğerlerinin yüzüne bu gülümsemeyi yerleştiren ise minik beyaz kar taneleriydi, şu an camdan yeryüzüne düşüşlerini hala görebildiğim…

Gul ile bulbul




Güller ve dikenleri, siyah ve beyaz, her iyinin içinde bir kötü her kötünün içinde bir iyi vardır…

Güller ve dikenleri… Hayatı en güzel anlatabilen birliktelik belki de. Güle ne kadar hayran olunur, güzelliğinden varlığından vazgeçilemezse dikenlerinden de o kadar nefret edilir. Hayat da böyle değil mi? Karşılaştığımız tüm zorluklara, yaşadığımız tüm yenilgilere rağmen vazgeçemiyoruz.

Gül ve diken… Belki de gülü bu kadar sevmenin ona hayran olmanın sebebi de dikenleridir. Ulaşılamaz olan, elde etmesi zor olan daha değerli olmaz mı? Dikenler de güle ulaşmayı engellemiyor mu? Bir güle kolayca ulaşamazsınız, dikkatli olmanız gerekir her zaman. Ona dokunabilmek için itina ile yaklaşmalısınız. Böylece dikenler de size zarar vermez, sizin dikkatli tavrınızla güle zarar vermediğiniz gibi…

Ona zarar vermemek için ondan uzak mı durmalıyız peki, bülbülün yaptığı gibi. Bülbül değil mi güle askını haykıran şarkılarla, dillere destan olan. Ama hep uzağında durmuş gülün, şarkılarla anlatmış aşkını tüm dünyaya, güle yaklaşmadan. Gül de bülbül de mutlu olmuş mu bilinmez ama kavuşamamışlar. Bülbül hiç mi denememiş peki güle yaklaşmayı?? Denemiş sonunda canına tak etmiş, ama bunu öyle bir hırsla öyle dikkatsiz yapmış ki gülü koruyan dikenlerden ileri gidememiş. Dikenler gülün de hayran olduğu büyük aşkı bülbüle izin vermemiş, kalbine saplanmış ve kavuşamadan büyük aşkına kapamış gözlerini bülbül. Bülbüle aşık gül de mutlu olamamış, güle baktıkça gülen gözlerini sonsuza kadar kapatan bülbül de…

02.05.2007

Kabul...




Bak geldim yine.. Bir daha asla dedigimi yaptim..Sensiz geldim.. Dayanamadim napayim.. ama kimselere soylemedim buraya gelecegimi. Soylesem hayatta gondermezlerdi.. Cok sessiz ayni ilk geldigimizde oldugu gibi....

-Deniz yagmur gittikce daha cok yagiyor gel suralarda bir yerlerde bi otel bulalim
-Olur mu ya tam bir aydir bunun planini yapiyorum ben
-Hayatim sonra gideriz bak bu yagmurda devam etmeyelim
-Bisey olmaz guzelim hem arabamizin icindeyiz
-Olsun ben korkuyorum. Hem neden illa oraya gitmek zorundayiz.. Amac bizim beraber olmamiz degil miydi?
-Tamam kizma prenses. Yanimda sen olduktan sonra nerde oldugumun tabi ki bi onemi yok. Yalniz olalim yeter..
-Cok kotusun..
-Biliyorum.. Bak ileride kucuk bi otel var isiklari da yaniyor oraya gidelim..

Ilk soyledigimde nasilda bozulmustun planin gerceklesmeyecek diye. Ama gercekten korkmustum o yagmurdan. Zaten sonra daha da arttirdi siddetini ayni bugunku gibi. Kapida bizi karsilayan yasli teyze hala burada biliyor musun.. Beni de tanidi gorunce..


-Hosgeldin guzel kizim ne o yalniz gelmissin bu sefer.. dediginde gozlerime biriken yaslari gorunce pisman oldu soylediklerine. Biraz kendimi toparlayip..
-Yok dedim o.. o gelemedi bu defa.. Ins bi dahakine..

Ben aslinda hayata bu kadar umutla bakan biri degildim. Herseyin en kotusunu en basta dusunurdum ama simdi herkesin inandigina ben bir turlu inanamiyorum. Hicbir haber alinamiyor deyip nerdeyse senin artik bu dunyada olmadigini kabul edecekler.. Hatta ettiler bile. Ondan kactim ya buraya da. Bana ‘kizim kabullen artik’ dediler. Inanabiliyor musun? Sen gelmeyecekmissin.. Kucuk bir cocuga laf anlatmaya calisiyorlar sanki. Ben de inanacagim sanki.. Inanmadim tabi ki.. Cikip geleceksin sen..Biliyorum..

Yasli teyze ayni odayi verdi bana. ‘Gec kizim sizin oda bos yine' dedi. Ben iceri girdim. Tam cikarken bana donup ‘Belki delikanli da gelir cok aramasin seni sizin odanizda bulsun’ deyip goz kirpti. O an sanki sen gelmissin gibi havalara uctum, benden baska biri daha vardi iste gelecegine inanan. Tamamdir geleceksin.

Annemleri aradim 'ben bi kac gun kafami dinlemek istiyorum nolur beni aramayin ben iyiyim' dedim. 'Yok kizim olur mu nerdesin biz de gelelim' bir suru sey soylediler ama yok kimseyi cekecek durumda degilim. Bizim yerimizde biraz dinlenmeye ihtiyacim var.

Otel bos sayilir.Hava da yagmur sonrasi gunes acmis etrafta toprak kokusu. Her yer yemyesil Goksu’nun kiyisinda. Sabah cikip teyzeyle kahvalti yaptim neler hazirlamis. Ben fazla birsey yemeyince ‘Sonra seninki seni almaktan vazgecer’ dedi egleniyor sanki benimle yuzundeki o muzip isiltilari biliyorum ben ayni seninkiler gibi. Onun eglencesine ortak oluyorum..

-Gercekten mi
-Ole valla. Vazgecer almaz seni
-Aman almazsa almasin cok da umrumda diyorum..
-Tabi tabi.. dilin oyle diyor da kalbin simdiden kiskancliktan paramparca..
-Yok oyle birsey beni begenen boyle begensin
-Gelince sana nolmus boyle desin de gorurum ben seni..

Bir an sessizlik oluyor. Gozlerim doluyor yine.Umutlarim mi tukeniyor ne? Birilerinin daha bana inanmasina, bana gelecegini soylemesine o kadar ihtiyacim var ki. Bir haftadir kendimi tutuyorum ama sanirim benim de dayanma sinirim bu..

-Gelicek di mi?? Diyorum ve gidip Teyze’ye sarilarak aglamaya basliyorum.
-Gelicek yavrum sen merak etme.. diyor sanki herseyi biliyormus gibi hicbirsey sormuyor bana. Sadece kollariyla sariyor beni sakinlesmemi beklerken. Orada ne kadar agladim bilmiyorum. Kafami kaldirdigimda..

-Hadi bakalim sulugoz hanim. Simdi dogru odana soyle bir kendine gel, dinlen. Zaten aksama yine yagmur gelecek gibi..
-Hihi.. diyorum itirazsiz odama gidiyorum. Dusumu alip kendimi yataga birakiyorum. Uyandigimda sanki hersey daha bir guzel. Tum yorgunlugum gitmis icimde yeni umut kirintilari. Kapali telefonuma bakiyorum 'amaann acmayacagim iste' diyorum. Simdi bir suru arayan nerdesin diyen hic gerek yok ugrasamam. Sen biliyorsun nasilsa nerde oldugumu. Hele bir aklina gelmesin burda oldugum gerisini sen dusun..

Yagmur baslamis bile citir citir catiya vuruyor. Perdeyi actim sonuna kadar. Goksu hizlanmis demek ki ben uyurken fazla yagdi yagmur ama simdi tam kivaminda. Dalip gidiyorum sonra kapinin tiklamasiyla kendime geliyorum. Teyze geldi galiba yine bana yemek yedirmeye calisacak. Ama bu yagmur sefasi da bolunmez ki…

-Teyzecim gercekten bisey yemek iste..

Ruyamda miyim hala.. Yoksa gercek misin?? Geldin mi yani..

-Deniz… diyorum sanki yuksek sesle soylesem hayal olacaksin gibi kisik cikiyor sesim
-Evet guzelim.. diyorsun gayet rahat sanki bakkala ekmek almaya gittinde geri geliyorsun
-Geldin..
-Ne o gelmese miydim… Allahim hep bu kadar rahat miydin sen..
-Ama.. beynim uyustu sanki kelimeler anca tek tek dokuluyo dudaklarimdan..
-Ooo sen beni beklemiyor mussun bosuna gelmisim bi iceri bile almiyorsun..deyip arkani donuyorsun..

Kosup sariliyorum bi daha asla birakmamacasina…Senden karsiligini aldigimda, ellerini saclarimda hissetigimde anliyorum artik gercekligini.. Gozlerimden akan yaslara engel olmaiyorum.. Kendimi cekiyorum senden.. Gozlerin hala ayni yine benle eglenirkenki piriltilar..Omzuna ufak bi yumruk atiyorum

-Allah’in cezasi nerdeydin sen. Niye bu kadar beklettin beni..
-Geldim ya iste guzelim.. deyip sariliyor bana yine..
-Denizz.. Bi ara.. bi ara tum umutlarim tukeniyordu sanki..
-Sssss.. tamam gecti artik bak burdayim.

Sonra odamiza geciyoruz. Belli dinlenmeye ihtiyaci var.. Benim de ona..Birlikte huzurlu bir uykuya birakiyoruz kendimizi gunler sonra..Uyandigimda beni izlerken buluyorum..

-Ne zaman uyandin
-Cok olmadi..Ne zaman geldin sen buraya..
-Cok olmadi…
-Hani bensiz gelmeyecektin buraya..
-Seni beklemeye geldim.. diyorum sanki suc islemisim de karsimda babam beni azarliyor gibi kaciriyorum gozlerimi..
-Tamam tamam bu kadar sessiz sedasiz durma ben o cadi sevgilimi ozledim..
-Ya cok kotusun sen Deniz yaaaa.. Her seferinde bunu yapmaya bayiliyor beni kizdirmak onun icin eglenceli bir oyun gibi bikmadan yillarca oynayabilecegi.. Bikmasin da zaten beni kizdirmaktan benimle ugrasmaktan bir omur bikmasin..

Sonra beraber disari cikiyoruz. Teyze yine sofra hazirlamis bu kadin gercekten bana yemek yedirmeyi kendine gorev biliyor.

-Hosgeldin delikanli..diyor Deniz’e sonra bana donup.. Gelmis seninki..
-Hih..diyorum Deniz’e bakarak.. Geldi..
-Iyi Allah ayri dusurmasin bir daha
-Aminn.. diyoruz ikimiz ayni anda..
-Eee ayakta mi duracaksiniz orda hadi yemege..

Deniz masaya yoneliyor.. Benim canim pek bise istemiyor

-Ben pek ac degilm aslinda.
-Aaaa olur mu oyle sey..Kiz ben sana ne dedim?

Deniz merakla bakiyor.. Benden ses cikmayinca anliyor yine benimle ugrasacak birsey buldugunu bu defa Teyze’ye donup..

-Ne demistin Teyzecim.. diyor ikisinin de gozlerinde ayni piriltilar.
-Sen boyle birsey yemezsen seninki seni almaktan vazgecer dedim.. Yalan mi demisim..
-Bana donup.. Dogru demissin peki o ne dedi..
-Once korktu sonra da almazsa almasin dedi..
-Hmm.. Demek oyle dedi..
-Valla ole dedi beni begenen boyle begensin dedi.
-Demek oyle hanimefendi..
-Evet oyle ne o begenemedin mi..
-Begenmez miyim hic begendim..Ama Teyze de hakli simdi sonra vazgecerim filan evde kalirsin..
-Hiii.. sunun soyledigine bak.. Hem sen beni alacak misin ki? Ya da ben bunu kabul edecek miyim ne biliyosun??.. deyip masadan kalkiyorum.. biliyorum simdi pesimden gelecek once o saskin halinden kurtulmasi lazim..

-Off Teyze benim bu cadiyla cok isim var cook..Duydun mu bana varmayacakmis..
-Duydum duydum da senin bu cadi yalan soylemeyi pek beceremiyor..
-Arkamdan konusmayin duydum hepsini.. deyip iskelenin sonuna gidiyorum Deniz arkamda oylece bakiyoruz Goksu’ya..Sonra kollarinin arasina aliyor beni..

-Yalan soylemeyi gercekten hic beceremiyorsun..
-…
-Simdi seni senden istesem, bana varmayacak misin yani??.. sesi yine benimle eglendigini ele veriyor..
-Bilmem dusunmem lazim..diyorum yalandan.. Sen beni almaktan vazgecer misin??
-Asla..
-Tamam o zaman..
-Ne tamam o zaman..

Denize donuyorum gozlerine bakip..

-Kabul…..

Gitmek mi.. Kalmak mi...




Gitmek mi zor kalmak mi..

Herkes birseyler soyluyor ya hatta sarkilarda bile var.. bir tanesinde ‘kalandir terk eden aslinda’ diyor digerinde ‘terkettin boynu bukuk kaldim buralarda’..

Eee hangisi simdi zor olan.. Zor olan hangisi bilmiyorum..Bir turlu karar veremedim.. Giden de oldum kalan da.. Ikisi de zordu.. Once giden oldum keske o gitseydi dedim..O gitseydi de arkasindan 'beni birakti gitti' diye kizabilseydim, ondan nefret etmek cok daha kolay olurdu o zaman. Ayrilik bu kadar canimi yakmazdi. Her ayrilik can acitir ama sanki giden o olsaydi ben ona kizmakla da vakit gecirirdim..
Sonra kalan oldum, niye ben gitmedim dedim..
Bir turlu hangisi zor ya da hangisi olmaliydi bulamadim.. Belki de olmasi gereken oluyor zaten, sen ister kalan ol istersen giden..

Önceleri sessizdir ayrılanlar
Mutluluğu başka yerde ararlar
Oysa geçen günlere yakınırlar
Ayrılık bu çeken anlar ...