Sayfalar

13 Ekim 2010 Çarşamba

Venedik...





Venedik… Hayallerimin sehri.. Dunyada gormeyi en fazla istedigim ve bana gore en romantik sehir.. Gezimizin baslangic sehri..

Milano havaalanina indik ,oradan yaklasik 3 saatlik bir otobus yolculugunun ardindan Venedik’e geldik. Sanki Adapazari-Duzce otobani gibi bir yol, hic bir farki yok. Etraf tarlalar arada bir bir iki fabrika o kadar. Hatta bazi yerlerde sanki gorunen cok yer varmis gibi yolun kenarina yuksek duvarlar yapmislar. Bu arada unutmadan degineyim, Milano havaalaninda ucaktan indik valizlere gidiyoruz etrafta insaat yikintilari. Yahu sen AB ulkesi olmussun, dis hatlar terminalin bu kadar mi bakimsiz olur.. Cik.. cik.. cikk..Bizimkisi gayet tertipli guzeldi.

Neyse geldik Venedik’e daha dogrusu Venedik’e gidebilmek icin binecegimiz Vapuretto’ya.. Tur sirketi bir tekne kiralamis ona bindik ve 20-30 dakika surecek bir yolculuga basladik. Tabi bu arada fotograf makinalari hazir.. Yanindan gectigimiz herseyi cekiyoruz.. Daha dogrusu Pinar ve Havva cekiyor biz Gulsum’le daha cok poz verdik tatil boyunca..:P Gelmisiz Italya’ya herseyi gormemiz kaydetmemiz lazim..
Eveett sonunda Venedik’e ayak bastik.. 120 adadan olusan bir sehir toplamda 440 tane kopru varmis.. Kopru deyince gozunuzde buyutmeyin 10 basamak cikip 10 basamak indiginiz arasinda 2 metrelik su bulunan parcalari birlestiren yapilar bunlar. Turumuza basliyoruz. Rehberimizin en buyuk eksigi elinde bir mikrofon ya da bizlere verecegi kulakliklar yok..:( Dolayisiyla anlattiklarini duyabilmek icin dibinde yer almaniz gerekiyor ki bu da 50 kisilik bir grupta zor oluyor. Turla giderseniz kesinlikle bu detayi konusun. Olmasi zorunlu olmali bazi rehberler takmak istemiyormus..

Once San Marco Meydani na gidiyoruz. Vapuretto ile meydanin arasi yurume 1 dakika ama ada olarak sayarsan 5 ada filan.. Rehber bulusacagimiz yeri tarif ederken ‘San Marco Meydani’ndan itibaren 5. adada bulusuyoruz’ demisti de cok uzak degil mi diye dusunmustum. Meger meydandan el sallasam gorulecek mesafeymis..
Meydana gidene kadar arada Dukler Sarayi ve Ic Cekme koprusu var.. Ic Cekme Koprusunun hikayesi cok fena.. Bu kopru iki bina arasinda kaliyor ve bu iki binadan biri Mahkeme digeri de Hapishane.. Yani mahkum olan kisiler bu kopruden gecerken son defa gun isigini ve ailelerini goruyorlar. Sonrasinda da hapishane kosullari ve nem dolayisiyla 6-7 ay yasiyorlarmis… Gitmeden de okumustum ama orda gormek ve hikayeyi tekrar dinlemek daha bi fena yapti beni.. Bu arada o hapishaneden olmeden cikan bir Kazanova varmis.. Valinin karisi mi kizi mi ne sayesinde..:)
Dukler Sarayi.. Hayal alemine daldigim noktalardan biri.. Boyle bina boydan boya balkonla kapli. Sonra ortasinda daha buyuk bir pencere ve alan var, hani ortacagda balkona cikip halki selamlarlar ya o sahne iste karsimda...Kocaman balo salonunda bunalip balkona kacmis boyle kabarik elbiseli bayanlar ve peslerindeki erkekler...

Meydan’da Kilise, Saat Kulesi ve Can Kulesi var. Genelde kiliseler bu sekilde oluyormus. Uc binadan olusuyorlar.. Saat kulesi yerine cogunlukta Vaftizhane binasi olabiliyor. Bazen de vaftizhane kilise binasinda oluyor.. Kilisenin icine girmek icin baya bir sira vardi biz de onu ikinci gune biraktik ki ben yine giremedim neymis kiyafetim uygun degilmis...Uzerimde sort ve askili bady vardi.

Evet panoramik tur bitti ve sira geldi kendi gezimize.. Duvarlarda hep San Marco ve Rialto diye yaziyor. Kaybolmak imkansiz yani.. Daracik sokaklar, her yerde minik kopruler ve kesinlikle kotu bir koku yok hicbir yerde.. Tum dukkanlarda mutlaka maskeler var.. Buzdolabi susleri, normal boyutlarda maskeler, duvar susleri, kocaman olanlari ve tabi her fiyatta var.. 2E dan 300E’ya kadar degisiyor.. Hadi bir yemek yiyelim dedik.. Ama bir yandan da gezecegiz ya hemen yiyelim dedik. Rehberden de ogrenmisiz “ No Coperto(arti masa filan ucreti vermeyiz), non-mayale(Domuz eti olmasin)” bu ikisiyle anlasiyoruz. Pizza istedik, 4 cesit. Guzeldi ama gercek Italyan pizzalari boyle cok once oluyor bizimkisi biraz cakma idi. Neyse yedik, kalktik. Bugun kesif gunu tum yerleri geziyoruz ertesi gun serbest gunumuz oldugundan asil gezi o zaman. Butun sokaklara girdik desem yalan olur cunku imkansiz ama yarisindan fazlasini dolanmisizdir. Tabi aksam bulusma saatinde herkes mahvolmus gezmekten, bir an once otele gidelim derdindeyiz. Geldik otelimize.. Base to Work ismi..
Guzel bir oteldi meger Venedik’teki, adanin disi tabi, en luks otellerden bir tanesiymis..
Calisanlar gercekten iyiydi ve otel temizdi. Sabah kahvaltisi da iyiydi ama bostu diyebilirim. Hicbirsey yok, tek cesit peynir, domuz salami,terayagi, recel bi de misir gevregi bu kadar..
Zeytin yok,domates yok, salatalik yok.. Tamam bizimki kadar zengin bir kayvalti beklemiyorum ama Akdeniz ulkesi degil mi bunlarda, cok fenaydi.. Misir gevregi ile yaptim kahvaltiyi. Ilk gun biz acemi ciktik ama sonraki gunler turdaki digerlerinden ogrenip ekmeklerle sandvic yaptik oglen atistirmaya..:)
Kahvaltidan sonra ciktik Venedik’te kendi turumuza.. Once otelden trene kadar taksiyle gittik. Taksici Turkiye’de kalmis bir sure ama kucukmus pek hatirlamiyor.
Tren istasyonunda biletimizi aldik daha vaktimiz var. Karsisindaki kafeye oturduk ve birer icecek aldik soguk bisilerdi ama hatirlamiyorum simdi ne oldugunu. Guzeldi onu hatirliyorum..
En son trene az kalmis, o arada arka masamiza gelmis Italyanlar oturmus bizim hangi ulkeden oldugumuzu anlamaya calisiyorlar. Aralarinda konusuyorlar. Eh o kadar Ispanyolcaya gitmisim az bucuk ne dediklerini anlayabiliyorum..:) Ama Turk oldugumuzu anlayamadilar. Biz de pas vermedik cok da yakisikli degildiler. Halen o yakisikli italyan erkeklerini goremedik bu arada.. Hesap isteyecegiz elimizde bi tane rehber var actik en arkada yaziyor, hemen dedim „Kuanta costa“. Arka masadakiler vaayy dedi garsonda hesabi getirdi tabi sasirdilar bizim hesabi italyanca istememize. Ama bence yabanci bir ulkedeysen az bucuk da onlarin dilinde bisiler soyleyebilmelisin. Tesekkur etme, selam verme ya da bunun gibi..
Trene biniverdik, nerde inecegimizi bilmiyoruz tabi..:) Yandaki iki hatun baktim ingilizce konusuyor ve Venedik’e gidiyor. Tamamdir kizlar dedim bu yandakiler nerde iniyosa biz de orda iniyoruz. Kulaklarim iyi duyar da biraz.. Hem konusup hem etrafi dinleyebilirim..:)
Vee Venedik’te kendi turumuz.. Bir onceki gun gezdigimizden cogu sokagi biliyorduk. Aklimizda bir kac sey vardi: Maske alacagiz, Gondola binecegiz, Makarna yiyecegiz, Rialto Koprusu’ne cikacagiz ve tabi bol bol fotograf cekecegiz..
Sokaklarda bir suru foto cektik, makarnamizi da yedik. Sonra dondurmalarimizla pazara girdik. Sebze pazari gibi.. Arada bir kac tane de olsa Italyan yakisiklilarina rastlamaya basladik heh tamamdir dedik iste Italya hakkinda soylenenler dogruymus, daha sonra Roma ve Floransa’da yanildigimizi anlayacagiz tabi.. Maskelerimizi aldik ve tabi ara sokagin birine girip tek tek pozlar verip foto cektik. Magnetlerimizi de aldik, Havva ile Pinar dolaba takmak icin minik maskeler alirken biz etrafa poz verdik Gulsum’le. Ama simdi biz onlari bulmus cekiyoruz onlarda bizim gibi guzeli bulmus fotograflamak istemisler hevesleri kursaklarinda mi kalsin. Ayip di mi?..:D KArsilikli fotograflarimizi cektik ama cok da pas vermiyoruz hala daha onumuzde Roma ve Floransa var.. Roma da Ispanyol merdivenleri var.. Ahh ahh oralara gidince Gulsum’le biz Venedik’e geri donuyoruz dedik ama olmadi.. Italya’nin yakisiklilari Venedikteydi, digerlerinde yok kimseler…
Venedik’te maskelerle beraber bir hafta boyunca festival oluyormus ama 14 Subat haftasinda yani kisin. O zamanda cok guzel oluyormus belki birgun sevgilimle gider hem 14 Subat’I hem festivali Venedik’te gorurum..
Rialto Koprusu, Venedik’te bozulmadan kalmis en eski ve en buyuk kopru. Bir tek o kalmis ve gercekten buyuk bir kopru, yani digerlerine bakinca oyle.. Basamaklardan cikarken kenarda dukkanlar var. Sonra ustu cok kalabalik herkes fotograflar cekiyor, etrafi inceliyor, altimizdan gondollar geciyor..
Artik aksam olmak uzere vapuretto gecenin cok gec saatlerine kadar calisiyor ama tren icin aynisi gecerli degil ve bizim trene de yetismemiz lazim.. Gondolcularla pazarlik yapin dediler ama artik pazarlik yapmiyorlar hepsinde ayni fiyat. Bir tanesini sectik ve bindik. Binerken gezdirecegi bolgeye iyi bakin. Normali 40 dakika filan suruyor ve genis bir alanda geziyor. Bazilari daha arkalardan 20-25 dakika da bitiriyormus turu daha ucuza gezdiriyorlarmis. Oraya kadar gitmissiniz cok da pintilik yapmayin, buyuk kanaldan, Rialto’nun onunden bir de gondolla gecin..
Gondol turundan sonra vapuretto ile tekrar karaya gidiyoruz.Eger diger adalari da gezecegim vaktim bol diyorsaniz gunluk biletler var vapuretto icin. Istediginiz kadar inip binebiliyorsunuz. Biz almadik karada yuruyerek dolandik. Sadece karsi adada bir tane buyuk sanat muzesi gibi birsey vardi onda aklim kaldi ama zaten gezmek istesemde vakit yoktu. Hemen indigimiz yer zaten tren istasyonu ve trenin kalkisina 5 dakika var ama bilet giseleri kapatilmis. Insan yok, makinalardan almamiz gerekiyor ama makina begenmiyor bizim parayi. Yanimizdaki baska bir adamin parasini yutmus, para ustu vermemis. Biletsiz biniyoruz cezayi oderiz diyerek, ki cezasi 150E imis.. Inecegimiz yere kadar simdi kontrol edecekler diye yuregim agzimda bekledim ama kimse kontrol falan etmedi..:) Biletsiz bindik trene..:)
Vee oteldeyiz, dus alip kut yattik.. Ertesi gun Floransa’ya hareket yine sabahin erken saatinde… Floransa yazisinda gorusmek uzere…